Yaşla birlikte kıkırdakların içindeki kolajen yapısının azaldığını belirten uzmanlar, zamanla bu kıkırdak kayıplarına halk arasında “kireçlenme” denilen diz ekleminde hareket kısıtlığının da eşlik ettiğini belirtiyor. Kişinin dizinde yaygın kıkırdak aşınması varsa bu kişilere diz protezi ameliyatı yapıldığını belirten uzmanlar, ameliyatla olumlu sonuçların alındığını söyledi.
Diz Ağrısı ve Kireçlenme Ne Gibi Sorunlara Yol Açıyor! Diz ekleminin vücudun yük taşıyan büyük eklemlerinden biri olduğunu ifade eden Dr. Numan Duman, “Bu eklemin hareket açıklığı fazla olduğu için yıpranmaya yatkındır. Eklemin en önemli yapısı kıkırdaklardır. Kıkırdaklar sağlamken eklemde ağrı hissetmeyiz. Kıkırdaklar kısmen ya da tamamen soyulur, bütünlüğünü kaybederse hareketle birlikte eklemde ağrı oluşur.” dedi.
Yaşla birlikte kıkırdakların içindeki kolajen yapısının azaldığını kaydeden Duman, “Bu duruma aktiviteyle oluşan kıkırdak yaralanmaları da eşlik eder. Kıkırdak kendi kendini onaramadığı için yaşlanmayla birlikte eklemdeki kıkırdak yoğunluğu doğal olarak azalacaktır. Zamanla bu kıkırdak kayıplarına diz ekleminde hareket kısıtlığı da eşlik eder. Bu süreç halk arasında kireçlenme olarak bilinmektedir.” dedi.
Kadınlarda ve kilolu kişilerde görülme sıklığı artıyor
Kireçlenmenin bazı kişilerde görülme sıklığının arttığına işaret eden Dr. Numan Duman, “Kadın cinsiyet, kilolu kişiler, kas zayıflığı olanlar, dizden travma ya da yaralanma geçirenler, mesleki olarak dizini çok sık bükmek zorunda kalanlar, romatizmal hastalığı olanlar, menisküs, çapraz bağ yaralanması geçirenler, bacağında yapısal eğriliği olanlar, D vitamin eksikliği olanlarda görülme sıklığı artmıştır.” diye konuştu.
1-2 cm’lik yüzeysel kayıpları vücut onarabiliyor
“Kıkırdak kaybının tedavisinde en önemli etken kıkırdak kaybının eklem içindeki genişliğidir” diyen Dr. Numan Duman, “1-2 cm’lik kıkırdak kayıpları yüzeyselse vücut bu kıkırdak kayıplarını onarabilmektedir. Derin yerleşimli ve 2 cm’den büyük kıkırdak yaralanmaları kendiliğinden iyileşememektedir. 1-2 cm’lik derin kıkırdak kayıplarına kapalı ameliyat ile mikrokırık uygulaması yapılarak iyileşmesi sağlanabilir. 2-4 cm’lik kıkırdak kayıplarında kişi eğer obez yapılı değil ve genç ise kıkırdak nakli (mozaikplasti) yapılarak biyolojik iyileşme sağlanır. Son zamanlarda kadavradan da kıkırdak nakli yapılabilmektedir.” diye konuştu.
Kıkırdak kaybı yaygınsa diz protez ameliyatı yapılıyor
Dr. Numan Duman, eğer kişinin dizinde yaygın kıkırdak aşınması varsa bu kişilere diz protezi ameliyatı yapıldığını belirterek “Bacağın eğriliği de bu ameliyat ile düzeltilebilir. Aşınmış ve soyulmuş kıkırdaklar eklemden temizlenerek yerine kişinin kemik boyutuna en uygun şekilde metal eklem protezi ameliyatı uygulanır.” dedi.
Protez ameliyatından 3-4 gün sonra ayağa kalkılıyor
Protez ameliyatı sonrası ilk gün hastaya yatak içerisinde ayak bileği ve bacak egzersizi uygulandığını kaydeden Dr. Numan Duman, “Ameliyat sonrası oluşan ağrıları için ilaç uygulanarak ilk gece atlatılır. Ameliyat sonrası birinci gün pansuman yapılıp dren çıkarılır kontrol röntgen filmi çekilerek sonrasında hasta yürütülür. Diz bükme cihazı olarak bilinen CPM cihazı takılarak diz eklemine hareket verilir. Takip eden günlerde hasta dizindeki ağrının azaldığını ve dizini kendisinin büküp açabildiğini görecektir. Hasta ameliyattan sonra üç ya da dördüncü gün yürüyerek hastaneden ayrılır.” dedi.
Evde protez ameliyatı sonrası nelere dikkat edilmelidir?
Hastanın eve çıkınca 2-3 günde bir dizine pansuman yaptırdığını kaydeden Dr. Numan Duman, “Önerilen antibiyotik, ağrı kesici, mide koruyucu ve pıhtı oluşumunu önleyici ilaçlarını kullanır. Bacak güçlendirme ve dizi bükme egzersizleri ile bacağını kuvvetlendirerek tam hareket açıklığını kazanır. Bu hastaların alaturka tuvalet kullanmasını ve yere oturmasını önermiyoruz.” dedi.
Diz protezi 20 yıl kullanılabiliyor
Ameliyat sonrası bacakta pıhtı oluşumunun, erken dönem komplikasyon olarak bilindiğini ifade eden Dr. Numan Duman, “Bu durumu önlemek için kan sulandırıcı ilaçlar ve pıhtı önleyici çoraplar kullanıyoruz. Hastanın yaptığı egzersiz ve yürüyüşlerin de pıhtı oluşmasını önleyici etkisi vardır, bol hareket yapmalarını öneriyoruz. Protez ameliyatı sonrası enfeksiyon gelişmesi ikinci önemli risktir. Bu durumu önlemek için vücutta meydana gelen en basit enfeksiyon bile hızlıca tedavi edilmelidir. Dizde ısı artışı, şişlik, kızarıklık, ağrı gibi enfeksiyon bulguları oluşursa vakit kaybetmeden doktoruna başvurmalıdır. Zaman içinde protezin kemik tutulumunda gevşemeler olabilir bu genç ve aktif hastalarda daha erken olmakla birlikte artık günümüzde diz protezinin sağ kalımı 20 yıla yaklaşmıştır” diye konuştu. (BSHA / Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)