Tire’nin en uçtaki dağ köylerinden biri olan Somak, incir ve zeytin üretimi konusunda, bölgenin önde gelen üretim merkezlerinden biri.
Köylünün Sesi’nde bu ayki köyümüz Somak oldu. Somak Köyü Muhtarı Fikret Yılmaz ile köyün tarihi, ekonomik ve sosyal özellikleri ve sorunları ile ilgili uzun uzun sohbet etme imkanı bulduk. Köy kahvesinde yaptığımız toplantıda Muhtar Fikret Yılmaz, azaları Sezgin Adıgüzel, Ömer Yaşar ve çok sayıda köylü bizlere eşlik etti.
Somak, Tire’ye 26 kilometre, Aydın’a ise 40 kilometre uzaklıkta. Dağların zirvesinde, şehre en uzak noktalardan biri olsa da Somak, son derece gelişmiş bir köy. En lezzetli çayı içebileceğiniz 2 köy kahvesi var her ikisi de kaloriferle ısınıyor. Somak’ın ara sokakları bile rahatlıkla araçların işleyebileceği kadar geniş ve ferah.
İsmini baharat olarak kullanılan “sumak” bitkisinden aldığını öğrendiğimiz Somak’ta eskiden sumak ağacı çok yetişirmiş. Bu civarda başka hiçbir yerde yetişmeyen sumak, köye ismini vermiş olsa da şimdilerde sadece tek tük kalmış ve artık işlenmediği için ağaçta kalıyor.
Somak’ta 109 hanede 254 kişi yaşıyor. Fakat bu evlerden 65 tanesi aktif olarak kullanılıyor. Geri kalanı ise şehirde ya da başka yerlerde yaşıyor.
KÖYÜN TARİHİNİ 85’LİK MUSTAFA AMCADAN DİNLEDİK
Köy kahvesinde sohbetimize eşlik eden isimlerden biri de 85 yaşındaki Mustafa Ali Arslan oldu. 1932 yılında Somak’ta doğup büyümüş olan Mustafa amca, köyün tam kuruluşuyla ilgili detaylı bilgi sahibi olmasa da yüzyıllar önce göçebe yaşayan bir çobanın, sürüsüyle beraber bu bölgeye sığındığını, çevredeki en korunaklı ve su kaynaklarına en yakın bölge olduğu için o çobanın buraya yerleştiğini söylüyor. Daha sonra da zamanla burada köy oluşmaya başlamış. Yine şu anda bulunan köyün güneybatı tarafından vadinin içinde “Elcik” denilen mevkiide eski bir yerleşim olduğu, burada tarihi bir çeşme ve çınar ağacı bulunduğu için, ilk yerleşimin orada da kurulmuş olabileceği ihtimali var. Mustafa amca, o zamanlarda insanların, soğuk kış aylarında vadinin içinde bulunan yerde yaşadığını, sıcak yaz aylarında ise, yayla konumunda olan şu anki köyün bulunduğu yerde yaşadığını düşünüyor.
Tire – İncirliova yolunun kenarında, köyün sırtını yasladığı tepenin zirvesinde şimdilerde harabe gibi duran bina ise, o yıllarda jandarma karakoluymuş. Eskiden önemli bir ticaret güzergahı olan Tire – İncirliova yolunda güvenliği sağlamak için bu karakolun kullanıldığı, daha sonra ise karakolun buradan taşınarak Mahmutlar Köyü’ne gittiği söyleniyor.
85’lik Mustafa Amca, “Benim çocukluğumda köyde sadece jandarma karakolu ve hanay dediğimiz büyük bir bina vardı. Tek tük evler vardı. Cami bile yoktu. Camimiz 1954 yılında yapıldı. O zamanlarda düğünlerde böyle orkestralar, çalgıcılar yoktu. ‘Dümbekçi’ dediğimiz kadınlar vardı. Kadınlar kendi aralarında toplanırlar, bu dümbekçi kadın eline geçirdiği leğen, ibrik ya da herhangi bir şeyi dümbek yaparak, çalar söylerdi.” Diyor.
AĞUSTOS – EYLÜL ARASI TATLI TELAŞ: İNCİR
Somak Köyü’nde hayvancılık yok denecek kadar az. Yaklaşık 150 büyükbaş 25 kadar da küçükbaş hayvan yetiştiriliyor. Önceleri büyükbaş hayvancılık daha yaygınken, süt üreticisinin maliyetleri zamanla arttı ve Somak gibi bir dağ köyünde, işin içine nakliye gibi önemli bir sorun da girince, gün geçtikçe azalmış hayvancılık.
Somak’ın başlıca geçim kaynağı tarım. Tarımda da İncir üretimi başı çekiyor. Yılda yaklaşık 500 ton incir üretimi yapılan Somak Köyü’nde her yıl ağustos ile eylül ayları arasında tatlı bir telaş havası yaşanıyor. Hava koşulları karşısında zeytine göre daha narin olan incirin hasat zamanında, üretici adeta zamanla yarışıyor. Bu dönemde köyde neredeyse kimseyi göremezsiniz. Köyün yaşlıları dışında, herkes gece – gündüz demeden incir bahçelerinde oluyor.
“İNCİR ÜRETİMİNDE VERİM DÜŞÜYOR”
İncir üretiminde rekoltenin her geçen yıl düştüğünü dile getiren Muhtar Fikret Yılmaz, “Son yıllarda, iklim koşullarındaki dengesizlikler sebebiyle zaman zaman sıcaktan bazen de soğuktan etkilenen incirde, rekolte sürekli bir düşüşte. Örneğin 10 ton incir üreten bir üretici, sonraki yıl ancak 8 ton üretebiliyor. Bizim buralarda bir incir ağacının ortalama ömrü 50 – 55 yıldır. Bu diğer bölgelerde farklı olabilir ama Somak, biraz daha Kıraç bir bölgedir. Sıcağı da soğuğu da sert olur ve ağaçlar da bundan çok etkilenir.” Dedi.
Son zamanlarda damla sulama sistemine geçen bazı köylülerin, hem verimin düşmesinin önüne geçtiğini hem de ağaçların ömrünü uzattığını belirten muhtar, damla sulama sistemi için ise sondaj kuyularının açılması gerektiğini belirtiyor. Somak’ta 10 – 15 kadar üretici kendi imkanlarıyla sondaj kuyusu açarak, damla sulama sistemine geçse de geri kalan üreticilerin sondaj kuyusu açmaya imkanı yok ve bu konuda devletin daha çok destek vermesi gerektiğini söylüyor.
RALLİCİ HAYIRSEVERDEN, SOMAK’A 5 YILDIZLI CAMİ
Somak’ta 1954 yılında yapılan eski camii, zaman geçtikçe yıpranmış ve nüfusun artmasıyla artık cemaat camiye sığamaz hale gelmiş. 2011 yılında Muhtar Fikret Yılmaz, azaları ve köylü, köye yeni bir cami yapılması için kolları sıvamışlar. Köyün ve muhtarlığın bütçesiyle yapılması imkansız olan cami için destek aramaya başlayan muhtarlık, çeşitli derneklere ve yardım kuruluşlarına yazılı olarak talepte bulunsalar da olumlu bir yanıt alamamışlar.
Aynı zamanlarda da İzmirli iş adamı ve ralli sporuna gönül veren Mithat Diker, civarda bir köye cami yaptırmak istiyor. Tesadüf eseri, Somak’taki cami ihtiyacı Diker’e ulaşıyor ve Somak’ta bir cami yaptırmak için çalışmalara başlanıyor. O dönemde Tire Müftüsü olan Salih Sağlam, Somak’a gelerek, caminin nereye yapılacağı hususunda muhtar ve köylülerle toplantı yaparak, köyde en uygun yeri bulmak için araştırma yapıyor. Köy meydanının hemen alt kısmında bulunan muhtarlık azası Orhan Sert’e ait arazi uygun görülüyor. Orhan Sert de caminin arazisine yapılması için rıza veriyor ve 2011 yılında başlayan cami inşaatı 1 yıl gibi kısa bir sürede bitiriliyor ve camiye hayırsever Mithat Diker’in annesi Fatma Diker’in adı veriliyor.
Yapımında hiçbir masraftan kaçınılmayan cami, bugün Tire köylerindeki en görkemli camilerden biri olarak hizmet veriyor. Köylüler, hayırsever Mithat Diker’e hala daha büyük bir minnet duyuyorlar.
“BİZE DÜŞEN YAPILANA SAHİP ÇIKMAK”
Somak Köyü’nün imamı ise 1979 Uşak Banaz doğumlu Serdar Karakaya. Torbalı Ayrancılar’da büyüyen İmam Karakaya, 2012 yılında Iğdır’da göreve başlamış ve yaklaşık 7 ay önce Tire Somak’a tayin olmuş. Camiyi yaptıran ve sebep olanlara sonsuz teşekkür eden imam, “Bize düşen yapılana sahip çıkmak, onu koruyup kollamaktır. Biz de elimizden geldiğince korumaya çalışıyoruz. Camimizin hiçbir ihtiyacı yok. İhtiyacımız olduğunda, cemaatimiz anında hallediyor. Bu konuda herkes çok duyarlı.” Dedi.
Serdar Hoca, köyde yaz kuran kurslarıyla özellikle çocuklara ve kadınlara Kuran ve din eğitimi vermek istediklerini belirtti.
TAŞIMALI EĞİTİM VE YOL SORUNU
Somak’ta ortaokul ve lise düzeyindeki yaklaşık 25 öğrenci hafta içi her gün taşımali sistemle Tire’deki okullarda eğitim görmeye geliyor. Köyün kanayan yarası taşımalı eğitim. Somak’ı Tire’ye bağlayan 26 kilometrelik Tire – İncirliova yolu, oldukça virajlı ve yetersiz. Köylüler, bu yolun bir an önce genişletilmesini bekliyor.
Köyün bir diğer önemli sorunu ise, herşeyin internet üzerinden yapıldığı çağımızda internetsiz kalmış olmalarıdır. GSM operatörlerinden, internet talep ediyorlar. Daha önce muhtar, birkaç yazışma yapmış fakat sonuç alınamamış.
“KÖYÜMÜZÜN BİR İHTİYACI GİDERİLSİN”
Köylünün yıllar önce imece usulüyle yaptığı incir bahçeleri, bütünşehir yasasıyla belediyeye geçti. Zaman zaman satılması gündeme gelen bu bahçelerde, tüm köyün alın teri, maddi ve manevi katkıları var. Muhtar, “Eğer bu yerler satılacaksa, parasıyla köyümüzün bir ihtiyacı karşılanmalı ki, köylünün zoruna gitmesin.” Diyor.
MUHTAR, SEVİLİP SAYILIYOR
Gün boyu bizimle ilgilenen, neredeyse tüm gününü Köylünün Sesi Dergisi’ne ayıran Muhtar Fikret Yılmaz, köyde son derece sevilen sayılan bir isim. 1967 yılında Somak’ta doğan ve burarada büyüyen muhtar 1994 – 1999 yılları arasında bir dönem aza olarak görev yapmış. Daha sonra bir süre ara vermiş ve 2009 yılında muhtar adayı olarak seçimi kazanmış. Şu anda üst üste ikinci dönem muhtarlığını yapan Yılmaz, daha önceleri köyde birçok kalıcı eser yaptırabilmiş olsa da bütünşehir yasasıyla köy muhtarlıklarında hiçbir yetkinin kalmamış olmasından şikayetçi.
Köylünün Sesi Dergisi olarak, başta Muhtar Fikret Yılmaz olmak üzere, azalara ve tüm köy halkına sonsuz teşekkür ediyoruz. Somak Köyü’ne bir gün yolunuz düşerse, emin olun sizi en iyi şekilde ağırlayacak, son derece samimi ve misafirperver insanlarla karşılaşacaksınız.